Özet
Hussit Haçlı Savaşları, Bohemya’daki askerî faaliyetlerin hacmi ve içerikleri bakımından doğaları gereği dinî olarak nitelendirilmektedir. Bu faaliyetlerin başlatıcıları, katılımcıları ve savunucuları bahsi geçen dinî doğayı kazandırmaktadır. John Huss’un 1415’te Constance’ta yakılmasının ardından Bohemya’nın Çekçe konuşulan topraklarında başlayan dinî reform hareketi, kendisini ulusal terimlerle tanımlayan ve iyi belirlenmiş bir siyasî toplulukla özdeşleşmiştir. Lüksemburglu Sigismund, 1420’de iradesini Bohemya’ya zorla dayatmaya karar verdiğinde reform hareketini benimseyen grupların geniş bir koalisyonu, ki “Tanrı Yasası” (lex Dei) olarak yorumladıkları şeyi savunmak için askerî güç kullanmaya karar verdiler. Sigismund’un kötü şöhretli işgali, Papalık vasıtasıyla haçlı seferi olarak ilan edilmiştir. Koalisyonun bu savunmayı bir din savaşı olarak algılaması muhtemeldir. Ancak seçilmiş imparatorun bunun haçlı seferi şeklini alması gerektiği konusundaki anlaşması, şüphesiz rakiplerinin çatışmanın kutsal karakterine dair hislerini keskinleştirmektedir. Haçlı Seferleri dışında, Orta Çağ’da dinî doktrinlerin saldırıya karşı böylesine sürekli ve organize bir şekilde savunulmasının bir örneği olmadığı gibi, Reformasyon’a kadar da benzer bir durum bulunmamaktadır. Hussit Haçlı Savaşlarında dinsel bir savaş yürüten bir grup insan, aynı görüşe sahip bir başka grupla karşı karşıya gelmiştir. Haçı takanlar, sıradan olmayan kadehi savunanlarla savaşmıştır. Çalışmamız, Hussit merkezli olarak Bohemya topraklarındaki reform hareketlerini ve onun neticesindeki askerî seferleri ele almayı amaçlamaktadır. Böylece Papalık kurumunun dini araçsallaştırarak siyasî amaçlar için kullanılmasını “Hussit Haçlı Seferleri” üzerinden irdelemektedir.
Anahtar Kelimeler:
Bu makale 364 kez okundu