Özet
Askeri güç ve siyasal zorlama tedbirlerine başvurmadan, özellikle ekonomik/ticari ödüllendirme me-kanizmaları ve kültürel ya da siyasal değer aktarımı süreci çerçevesinde diğer aktörleri kendi çıkarları lehinde etkileme ya da dönüştürme olarak anlamlandırılabilecek yumuşak güç, uluslararası politikada kullanılan en önemli araçlardandır. Son yıllarda, yumuşak güç kullanımı hususunda en ileri adımları atan aktörlerden biri de Çin’dir. Sahip olduğu siyasal değerlerden çok, büyüyen ekonomik gücünü ve ticari olanaklarını yumuşak güç unsuru olarak kullanmayı amaçlayan Pekin, bu çerçevede tarihsel İpek Yolu’nu kendi kontrolünde yeniden canlandırmayı hedeflemektedir. Tıpkı Çin gibi, sistemsel çok kutupluluk anlayışını ön planda tutan ve ABD ile çeşitli alanlarda anlaşmazlık yaşayan Rusya da son dönemde yumuşak güç kullanımına yönelmiştir. Rusya, ekonomik güç itibarıyla Çin’in çok gerisinde olsa da, kurumsal bir yapı olarak ortaya koyduğu Avrasya Ekonomik Birliği üzerinden bölgesel bir hegemonya kurmaya yönelmiştir. Ne var ki, her iki girişimin de, genel itibarıyla aynı coğrafyayı hedefi¬ne almış olması, mevcut konjonktürde sistemsel değişim talebi anlamında ortaklaşan Çin ve Rusya’nın uzun vadede çatışmacı bir rekabet anlayışına yönelebileceklerine ilişkin bir öngörüyü de doğurmaktadır.
Anahtar Kelimeler:
Bu makale 2061 kez okundu