Özet
Avrupa’da son 40-50 yıldan beridir, felsefe anabilim dalının bir alt dalı olarak, bilimsel bilginin sosyolojisi denilen ve bilimin doğası, amacı, konusu, yöntemi ve insanın şahsi ve toplumsal hayatındaki yerini inceleyen bir araştırma alanı ortaya konulmuştur. Türkiye’de 20-25 yıldır bu alanda batı dillerinden Türkçe’ye tercümeler yapılmıştır. Bu makalede, bilimsel bilginin sosyolojisi yönünden 16.yy. Osmanlı ilim dünyasının en seçkin temsilcilerinden olan müderris ve ansiklopedist Taşköprîzâde İsâmeddîn Ahmed bin Mustafa’nın (1495-1561) kaleme aldığı Mevzû’âtü’l-’Ulûm adlı eser tahlil edilecektir. Bu tahlil yapılırken, bu çalışmanın esas tartışma konularına dahil olmamakla birlikte, birkaç yerde, Taşköprîzâde İsâmeddîn Ahmed tarafından temsil edilen İslâmî-Osmanlı bilim anlayışı ile bilime karşı Batılı yaklaşımlar arasında bazı benzerliklere veya farklılıklara işaret edilecektir. İki cilt olan Mevzû’âtü’l-’Ulûm’un asıl adı Miftâhü’s Sa’âde ve Misbâhû’s Siyâde’dir ve Arapça’dır. Eseri Türkçe’ye yazarın oğlu Kemâleddîn Mehmed tercüme etmiştir ve Mevzû’âtü’l-’Ulûm adı altında İkdâm Matbaası tarafından İstanbul’da Rûmî 1313’te (M. 1897) iki cilt halinde basılmıştır. Osmanlı klâsik döneminde yaşamış olan Taşköprîzâde Ahmed Efendi’nin eserinde geleneksel İslâmî/Osmanlı bilim anlayışını görmek mümkündür. Bu anlayış çerçevesinde, İslâm tarihinin başlangıcından beridir, insanların entellektüel faaliyetlerine beşerî bilim statüsü bahşedilmiştir. Oysa, bu amaç için Avrupa’da, on sekizinci yüzyılın ikinci yarısından 20.yy.ın üçüncü çeyreğine kadar olan dönemde bilginler çok mücadele etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: İlim/bilim; Beşerî bilim; Bilimsel Bilginin Sosyolojisi; Geleneksel İslâmî/ Osmanlı ilim anlayışı; Taşköprîzâde Ahmed; Mevzû’âtü’l-’Ulûm.
Bu makale 3013 kez okundu