Özet
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve Orta Asya ve Kafkasya’da Türkiye ile dil, din ve kültür açısından birçok ortak paydası bulunan Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’ın bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, Soğuk Savaş boyunca bölgeye ilgisiz kalan Türkiye’nin bölgesel politikası ciddi şekilde değişmiştir. Bu çalışmada, Türkiye’nin Soğuk Savaş sonrasında Orta Asya ve Kafkasya’da izlediği dış politika enerji arz güvenliği bağlamında analiz edilmiştir. Enerji arz güvenliği kavramının uluslararası siyasette artan önemi ele alınmış, Orta Asya ve Kafkasya’daki zengin petrol ve doğalgaz rezervlerinin bölgeyi nasıl küresel ve bölgesel aktörlerin ilgi odağı haline getirdiği analiz edilmiş, bölgede başladığı iddia edilen “yeni büyük oyun” incelenmiştir. Bölge hidrokarbon rezervlerinin uluslararası pazarlara ulaştırılması için geliştirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Nabucco gibi boru hattı projeleri, küresel ve bölgesel aktörlerin enerji arz güvenliği bağlamında izlediği bölgesel politikalar, bu politikaların Türkiye’nin bölgede izlediği dış politikaya yansımaları ele alınmıştır. Bölge petrol ve doğalgazının uluslararası pazarlara taşınacağı güzergahlar hususunda ABD, AB, Türkiye, Rusya, Çin, İran ve diğer aktörler arasındaki rekabetin devam etmesi; Türkiye’nin hem doğu-batı, hem de kuzey-güney enerji koridorunun kilit ülkelerinden biri haline gelmesi beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Türk Dış Politikası; Orta Asya ve Kafkaslar; enerji arz güvenliği; yeni büyük oyun; jeopolitik
Bu makale 4381 kez okundu